KUR’AN VE YORUMU
‘’Anlayasınız diye biz onu Arapça Kur’an olarak indirdik.’’ (Yusuf Suresi 12/2)
1.KUR’AN’IN TEMEL AMAÇLARI
1.1.Doğru Bilgi
İnsanı Allah’a ve diğer varlıklara karşı sorumlu olmaya ve onlara gerekli saygıyı göstermeye teşvik eder.
‘Allah’a karşı ancak kulları içinde âlim olanlar (bilgili olanlar) derin saygı duyarlar.’ (Bakara Suresi 2/31-34)
Kur’an’da doğru bilginin kaynakları; vahiy, akıl ve duyulardır.
Vahiy; ilahi mesajların peygamberlere bildirilmesidir. Vahiy ile gelen bilginin kaynağı Yüce Allah’tır. Vahye dayanan bilgiler bize Kur’an ve sünnet yollarından ulaşır.
Sünnet, Hz. Peygamberin söz, davranış ve tutumlarının bütünüdür. Hz. Muhammed’in görevi Kur’an’ı tebliğ olduğu için sünnet Kur’an’daki bilgilerin açıklanması ve uygulanmasıdır.
1.2.Doğru İnanç
İnanç, fert ve toplum hayatında temel belirleyici unsurlardan biridir.
Yüce Allah doğru inancı elçileri aracılığıyla insanlara iletmiş ve onların neye, nasıl inanmaları gerektiğini Kur’an’da öğretmiştir. Doğru inanç doğru bir din anlayışının da kaynağıdır. Doğru inancın temeli kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve salih ameldir.
Kur’an çevrenin etkisiyle oluşan taklidi bir inancı ‘doğru inanç’ için yeterli görmez. Birçok ayette insandan yaşadığı evrendeki düzen üzerinde düşünerek yaratıcıya olan inancını güçlendirmesi istenir. Yani insanın taklidi inançtan tahkiki inanca çıkmasını ister.
Kur’an’ı Kerim’in getirdiği inanç sisteminin temeli tevhiddir. Tevhidin zıddı şirktir. Şirk, herhangi bir şeyi, ilahlaştırıp Allah’a eş koşmaktır. Yüce Allah gönderdiği tüm kutsal kitaplarda doğru inanç olarak insanları tevhid inancına davet etmiştir.
1.3.Doğru Davranış
İslam’da doğru davranışın özellikleri; Allah rızası için olmalı, ilahi emir ve yasaklara ters düşmemeli, insanların yararına olmalıdır.
İslam’da doğru davranışlar önem derecesine göre
Farz, yapılması zorunlu, doğru davranışlara denir.
Sünnet, zorunlu olmayan ama yapılması tavsiye edilen davranışlardır.
Mubah ise hakkında emir ya da yasak olmayan, insanların serbest bırakıldıkları davranışlardır, gibi hükümlere bağlanmıştır.
Doğru davranış denince akla gelen kavramlardan biri de güzel ahlaktır.
Hz. Muhammed de gönderiliş amacını ‘ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim’ şeklinde açıklamaktadır.
2.KUR’AN’I KERİM’İ OKUMAK
2.1.Kur’an’ı Yüzünden Okumak
Kur’an okurken uyulması tavsiye edilen bazı davranışlar;
- Kur’an’ın bizzat kendisine hitap ettiği bilinciyle okumak,
- Okumaya euzu besmele ile başlamak,
- Mümkünse abdestli olmak,
- Secde ayetleri geldiğinde secde etmek,
- Okunuş kurallarına uymak,
- Okuduğunu düşünmek ve anlamaya çalışmaktır.
Meal sözlükte; ‘anlam, mefhum, sonuç’ gibi anlamlara gelir. Kavram olarak Kur’an’ın kısa açıklamalarla birlikte bir başka dile tercüme edilmesidir.
Meal okumanın amacı ilahi mesajları anlamaktır. Kur’an’ın başka dillere çevirisine ‘tercüme’ değil ‘meal’ denmiştir. Çünkü meal Kur’an’ın kendisi değil, çevirenin Kur’an’dan anladığıdır.
3.KUR’AN ANLAŞILMAK İÇİN İNDİRİLMİŞTİR
Kur’an’ı doğru anlamak dinin özünü ve temel amaçlarını doğru kavramamızı sağlar. Bunun için ayetler üzerinde derinlemesine düşünmek gerekir. Kur’an herhangi bir söz değildir. Allah’tan insana bir mesajdır. Kur’an-ı Kerim anlayarak okuyanların kimliğini, davranışlarını, sosyal ilişkilerini etkiler.
4.KUR’AN’I ANLAMA VE YORUMLAMADA TEMEL İLKELER
Kitabımızın anlam derinliği ve anlatım güzelliği benzeri getirilemez mucizevî özelliklere sahiptir. Herkes ondan kapasitesi oranında bir şeyler anlar. On dört asırdır Kur’an’dan yeni anlamlar çıkarılması bu sebepledir.
Kur’an’ın herkes tarafından anlaşılan ayetlerine muhkem, yoruma açık ve mecaz içerenlerine ise müteşabih adı verilir.
Kur’an’ı anlama ve yorumlama deyince akla şüphesiz tefsir gelir. Tefsir, Kur’an’ın anlaşılıp yorumlanmasını konu alan bir bilim dalıdır. Tefsir yapan kişiye de müfessir denir. Sünnet, Kur’an’ın ilk ve en güvenilir tefsiridir.
Kâinatın yaratılış kanunları ile ilgili ayetler tefsir edilirken işin bilimsel yönü uzmanlarına sorulmalıdır. Böyle ayetlerle anlatılmak isteneni onlar daha iyi kavrayabilirler.
Kur’an’ı okurken kişisel düşüncelerimize destek bulmak kaygısını öne çıkarmamalıyız. Her türlü ön yargı ve taassuptan uzak durmalıyız.